Namaz, sadece bedeni hareketlerden ibaret değildir. Kalbin, dilin, aklın, bedenin, ruhun iştiraki ile gerçekleşen bir ibadettir…

“Kul” olmanın, doğal sonucu ubudiyettir…

“Abdullah” kalmanın tek yolu; ibadettir…

Yaratılışın temel amacı, kulluktur…

“Ben cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.”(Zariyat-56)

Söz konusu olan ibadetlerin şahı ise namazdır… Yani salih amellerde zirve yapmaktır…
Namaz, en kapsamlı ibadetler bütünüdür… Diğer ibadetlerin mutlaka bir şekilde namazda yansıması vardır… Yani oruç, hac, dua, zikir, tefekkür, tilavet hepsini görebiliriz.
Namaz, sadece bedeni hareketlerden ibaret değildir. Kalbin, dilin, aklın, bedenin, ruhun iştiraki ile geçekleşen bir ibadettir…
Beden; kıyam, rükû ve secdededir…
Dil; tekbir, hamd, zikir, tesbih, istiaze ve istianededir…
Akıl; tefekkür, idrak ve muhasebededir…
Kalp; huşu ve haşyet arayışındadır…
Ruh; doyum ve dolum seansında inşirah ve itminan peşindedir…
Yerde ve göklerde her şey ALLAH’ı tesbih eder… İşte namaz hepsini bünyesinde toplamıştır.
Dağların dikey, hayvanların yatay, bitkilerin kökleri toprakta baş aşağı halleri; namazın kıyam, rüku ve secdesine işaret etmiyor mu? Kâinatın ibadet modelini tefekkür ettiğimizde sanki namazın açılımı karşımıza çıkıyor…
İslam’ın bütünlüğü içinde namazın önemini incelediğimizde tartışmasız bir gerçekle karşılaşırız; namaz farklıdır…
Bir defa tüm geçmiş şeriatlarda da namazın olduğunu görüyoruz… İslam alimleri namazın terki dışında hiçbir ibadetin terkini küfür saymamışlardır.
Mekke döneminde emredilen tek ibadet namazdır… Diğer ibadetler Medine döneminde emredilmiştir. Oruç, hac, zekat, savaş gibi…
Rasûlullah(s.a.v)(sav)’ın bedduadan imtina ettiğini biliyoruz. Fakat bunun bir istisnası vardır. O da Hendek savaşında müşrikler ikindi namazını kılma fırsatı vermediler bunun üzerine Efendimiz(sav) onlar hakkında:
“Onlar nasıl güneş batıncaya kadar uğraştırıp bizi orta(ikindi)namazından alı koydularsa, ALLAH da onların evlerine, karınlarına ve kabirlerine ateş doldursun.” diyerek beddua etti, ilendi. (Buhari-müslim)
Dünya hayatında namazın önemi tartışmasız ortadayken, kıyamet hayatında da ilk sorgu namazdan olacaktır… Baraj sorusu namazdır… Bu sorgudan geçebilenin hesabı kolaylaşacaktır… Bu konuda takılana sonrası için geçit oldukça zordur…
O halde bu günden namazı kurtarmak lazım… Yatırımı namaza yapmak gerekiyor…
Hem ahiret necatı, hem de dünya felahı ve ferahlığı için namaz diyoruz…
Rasûlullah(s.a.v)(sav)’ı bir şey üzdüğünde ve Müslümanların başına bir musibet geldiğinde:
“Erihna ya Bilal (kalk ey Bilal (namazla) bizi rahatlat )” (Ebu Davud)
Mecalin mi yok? Moralin mi bozuk? Meramını mı anlata mıyorsun?
Namaza tutun… Açıl Rabbine… Dur divana… Dök içini…
Namaz esas ihtiyaçtır…Samed olana muhtaç olduğunu ilan etmektir…
Namaz müthiş bir servet, zeval bulmaz bir devlet, tükenmez bir kuvvettir…
Olgunlaştırıcı bir aksiyondur… Kalbi şahlandırır… Ruhu kanatlandırır…
Uzakları yakınlaştırır… Yâdı yâr edendir…
Namaz rayından çıkmış hayatı mecrasına oturtmaktır… Daha doğrusu rotayı cennete doğrultmaktır…Diğer bir ifade ile cennette oturum alabilmek için alemlerin Rabbine müracaat etmektir…
Namaz, ALLAH’a rağbettir… O’na rücudur… O’na recadır…
Yaşamın şaşmaz pusulasıdır, namaz… Hayata rabbani bir müdahalenin ismidir…
Namaz üzerinden şunu idrak ve ikrar ediyoruz ki; Hüküm ALLAH’ındır…
Namaz ALLAH’ın işaret buyurduğu çizgide karar kılıyorum…
ALLAH’ın razı olduğu bir duruşu tercih ediyorum…Çünkü ; talebin, tercihin, tevbenin en güzeli namazda saklıdır… İçerisinde umut duygusu ve yenilenme bilinci bulunan bir tevbe… Namaz bir nedamet bildirimidir …Hatalarda ısrarcı olmayacağını itiraf etmektir …Çünkü namaz kılan namazın nasıl bir günah giderici olduğunun bilincindedir…
“Büyük günahlardan uzak durulduğu sürece namaz kılmak, iki namaz vakti arasındaki günahlarada keffarettir.”
Namaz umutlarımızı yeniler… ALLAH’a bağlanan hiç umudunu kaybeder mi ?
Her gün beş defa kendini sorgulamaya alıyorsun, ALLAH’a saygını yeniliyorsun, alemlerin rabbi rahmeti ile buna mukabele etmez mi?
Rasûlullah(s.a.v) (sav)’in şu açıklaması cevabı netleştiriyor:
“ALLAH’u Teala, ‘namazı kendimle kulum arasında ikiye ayırdım. Yarısı benim için, (diğer) yarısıda kulum içindir. Kuluma istediği şey verilecektir’ buyurdu. (ALLAH Rasulü şöyle devam etti) Kul, ‘elhamdülillahi rabbi’l-alemin’ (alemlerin rabbine hamdolsun) dediğinde, ALLAH’u Teala, ‘kulum bana hamd etti’der. Kul, ‘errahmanirrahim’ (rahman ve rahim olan ALLAH’ım) dediğinde, ALLAH’u Teala , ‘kulum beni övdü’der. Kul, ‘malikiyevmiddin’ (din gününün sahibi) dediğinde , ALLAH’u Teala ‘kulum beni yüceltti’der. (Bir defasında da ‘kulum bütün işlerini bana havale etti’ buyurdu). Kul, ‘iyyake na’budu ve iyyake nestein’ (ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım isteriz ) dediğinde,ALLAH’u Teala , ‘bu beninle kulum arasında bir sözleşmedir. Kuluma dilediği verilecektir’der. Kul, ‘ihdine’s-sırat al-mustakim sıratellezine en’amte aleyhim ğayri’l-mağdubi aleyhim veladdâllin (Bizi doğru yola ,kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet,gazaba uğruyanlarınkine ve sapıklarınkine değil.) dediğinde, ALLAH’u Teala ‘bütün bu istekler kulumundur. Kuluma istediği şeyler verilecektir’ buyurur.”(Müslim)
İşte namaz; insan konuşuyor ALLAH dinliyor…Kuldan ALLAH’a bir iletişim…
Kuran; ALLAH konuşuyor insan dinliyor…ALLAH’tan kula bir iletişim…
ALLAH ile muhavere…
Rabbu’l-alemin ile mükamele…
Bir peygamber olarak Hz. Musa (as)’ın Tur-i Sina’da ALLAH ile konuşması önemlidir…
Ancak bir kul olarak bizim kendi şartlarımızda namazda ALLAH ile konuşuyor olmamız basite alınamaz …
Günde beş defa ALLAH ile konuşmaya aday olduğumuzu unutamayız…
Evet Yüce ALLAH aciz kulunu muhatap alıyor.
Şimdi yüzümüzü döndüğümüz alemlerin rabbinin huzuruna eli boş çıkamazdık…
Yüzümüzü ak edecek bir namazımız olsun!
Öyle bir namaz ki nihayetinde şu müjdeye muhatap kılsın…
“Ey mutmain nefis, Rabbine hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.
Artık kullarımın arasına gir.
Cennetime gir.” (Fecr-27-30)
Yarın mahşerde o kulların arasına girebilmek için bugünden ALLAH yolunda saf tutan mümin kulların arasına girmek lazım…
Ve dosdoğru bir namaza doğrulmak lazım…
“De ki; şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan ALLAH içindir.”(En’am-161)
Sadece ALLAH için… Namazda sadece ALLAH için olursa namazdır…
ALLAH için olmayan namazda olur muymuş? Evet!
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara!” (107/4) diye başlayan ayetlere bakılabilir

Ramazan Kayan

€megİnİze saĞlik...

Allah c.c razi olsun İnŞallah

selam ve dua ile...

Yüzümüzü ak edecek bir namazımız olsun!
...................... kardeşim